Disleksiye yönelik uygulamalar tek yönlü gerçekleştirildiğinde yeterince fayda sağlamamakta, öğrencilerde pozitif sonuçlar gözlemlenememektedir. Bu nedenle bu ciddi konuların tedavisinde her öğrenci için özel programlar oluşturulmalı ve bu programlar oluşturulurken uygulamalar tek yönlü tutulmamalıdır. Disleksi Ankara merkezimizde bütünsel olarak ele alınmaktadır. Disleksi tedavisi öncesinde gerçekleşmesi gereken basamaklar vardır. Eş zamanlı ve/veya doğru sıralama ile yapılacak uygulamalar sonuç vereceği için tedaviden önce uzun bir tanılama, tedavi esnasında da öğrenciyi tanıma ve gözlemleme evresine ihtiyaç duyulmaktadır. (Tedavi, disleksiyle başa çıkmak ve pozitif yönlerini kullanabilmek olarak tanımlanmıştır.) Ankara disleksi uzmanı eşliğinde bütünsel analiz evresiyle ilk defa bünyemizde tanışmıştır. Öğrenciyi tanıma ve gözlemleme evreleri gerçek anlamda ancak ve ancak verilen eğitimler esnasında gerçekleşmektedir. Bu süreç eğitimcileri, uygulayıcıları, pedagog ve psikolog yardımını kapsamak zorundadır. Koordine olmuş bu birimler belirlenecek programı kişiye özel hazırlamalıdır. Merkezimizde bu birimler koordinasyon halinde çalışmakta olup ihtiyaç duyulan alternatif yöntemlerin programa dahil edilmesiyle bütünsel teknikleri kullanan metot Whole Brain bünyemizde uygulanmaktadır.
Ankara disleksi merkezi için üretilen metotlarımızın doğduğu yer olmuştur. 3-21 yaş arası, alanda, aileleri zaman içerisinde tecrübe ederek bilinçli hale gelmiş veya araştırmacı, irdeleyici yapıları sayesinde erkenden bilinçli hale gelmiş bireylerden oluşan bir öğrenci profili ortaya çıkmıştır.
Disleksi tanılı öğrencilerin beyinlerinin farklı işliyor oluşu değerli bir farklılığın sahibi oldukları anlamı da taşımaktadır.
Her ne kadar beynin sol tarafı kelimelerle, sağ tarafı müzikle ilgileniyor gibi görünse de bunun kesin bir kural olduğu söylenemez. Daha önceki çalışmalarda okuma-yazma ve aritmetik işlemlerinin çoğunun insan tarafından (solaklar dahil) sol yarı küre ile yapıldığı bulunmuştu. Bir insanın hassas tarafı, yeni fikirlerle, düşüncelerle, görsel perspektifle -yaratıcı zeka ve zeka ile- ilgili olan kısmı ise beynin sağ yarı küresi. Beynimizdeki farklılıkların bilincinde değiliz. Sağ ve sol elle yazan insanları düşünün. Çoğu solaklar tersten yazmayı daha rahat başarırlar. Mesela Leonardo de Vinci. Günlüğünü tersten tutmuştur, daha sonra günlüğünü rahat okumak için aynanın karşısına geçmiştir. Bu insanların beyinleri (solakların) olayları daha farklı algılamaktadır. Çoğu solak, sağ elli insanların dünyasına girdikten sonra, sevecen olmayan bir öğretmenin de sınıfına düşmüşse okuma-yazma konusunda disleksi denilen problemle karşılaşabilir. İki yarı küre birbirinin aynı değildir. Her ne kadar birbirlerinin ayna görüntüleriymiş gibi görünseler de anatomik olarak da farklılıklar gösterirler. Beyin, insan vücudunun en karmaşık, anlaşılması en güç organlarından birisi. Ancak sırları gün geçtikçe biraz daha gün ışığına çıkıyor.